Tarihten Günümüze Yağlı Güreşler

Ata sporumuz olarak bilinen güreş biz Türkler arasında asırlardan beri binicilik ve atıcılıkla birlikte en önemli spor dallarından biri olmuştur. Tarihi kaynakların yazılı olarak verdiği bilgilere göre Türkler milattan önce 2. asırda güreşi bilmekteydi. Sözlü kaynaklar ve tahminlere göre ise bu tarih çok daha eskilere dayanmaktadır. ‘Pehlivan pantolonu olarak bilinen kıspete İskitler döneminde rastlanmaktaydı. Milletin her bir ferdi bu sporu yapmakta, güreş kutlamaların ve merasimlerin en önemli figürü olmakta, hatta önemli kişilerin vefatından sonra anma törenlerinde dahi güreş tutulmaktaydı. Savaşa daima hazır olma arzusu Türkler arasında güreşi oldukça fazla şekilde öne çıkarıyordu.

Güreş Türkler arasında ferdi olarak yapılmaktadır ancak bununla birlikte devlet tarafından desteklenen bir spor dalıdır. Hakanların, kağanların gözetip kolladığı 30-40 kişilik gruplar haline (Kırk Yiğit) güreş takımları olduğu bilinmektedir. Diğer devletlerle olan münasebetlerde, barış anlaşmalarının imzalandığı ortamlarda diğer ulusların güreşçileriyle Türklerin güreşçilerinin müsabakalar yaptığı bilinmektedir.

Milattan sonra 10. asra kadar diğer milletlerden farklı olarak deri kıspet giyip kendine has yöntemlerle güreş tutan Türkler bu defa yağlı güreşle tanıştılar. Peçenekler dönemde yağlı güreşlerin yapıldığı bilinmektedir. Bazı kaynaklar da Sarı Saltuk’un yağlı güreşler konusunda öncülük ettiğini bildirmektedir. Bununla birlikte Türkmenler Avrupa topraklarına yerleşmeye başladıkça günümüzde Bulgaristan sınırlarında kalan ‘Deliorman’ bölgesi birçok güreşçinin yetiştiği ünlü bir bölge haline gelmiştir.

Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri ise 1300’lü yıllardan beri süregelen bir güreş etkinliğidir. Sultan I Murad’ın öncülüğünde Kırkpınar Çayırı’nda başlayan bu tarihi festival günümüzde devam etmektedir. Kırkpınar Çayırı her ne kadar günümüzde Türkiye sınırlarında olmasa da yağlı güreşler Edirne’ye taşınmış ve kaldığı yerden devam eder hale gelmiştir.

Olimpiyatlardaki güreş yarışmaları haricinde dünyanın en eski güreş festivali olan bu festival Türk kültürü açısından son derece mühim bir öneme sahiptir. 650 yılı aşkın yaşı ile nice başpehlivanlar çıkaran bu yağlı güreş merasimleri Türk halkının sadece spora değil kaynaşmaya, eğlenmeye ve yarışmaya da ne kadar önem verdiğini göstermektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir